O Şarkı Sensin

“Mükemmel... Müziğe yazılmış bir aşk mektubu adeta. O Şarkı Sensin, sıradışı bir delicesine aşık olma hikayesi.” - Time Out New York

JulianDonahue iPod’una aşık.
Kulağına gelen her melodi anılarını canlandırıyordu. Başında kavak yelleri eserken dinledikleri, müstakbel karısıyla tanıştığı günü hatırlatan o şarkı ve bir de oğlunun doğduğu gün, onun da bir şarkısı vardı. Ancak günün birinde ailesi dağılınca, müzik bile büyüsünü yitirdi. Julian’ın artık hiçbir şeyi yoktu.
Ta ki karlı bir Brooklyn gecesinde hayatının şarkısı yeniden çalmaya başlayana kadar. Julian bara girdi ve karşısına CaitO’Dwyer çıktı. Alev saçlı, İrlandalı rockçı kız, grubuyla sahnedeydi. Sıradışı bir aşkın kıvılcımları çakmaya başlamıştı!
Sonraki birkaç ay boyunca müziğe ve birbirlerine olan tutkuları arttı, üstelik hiç tanışmamalarına rağmen. Tuhaf arkadaşlıklarında başka hiçbir yerde bulamadıkları bir şeyi buldular. Cait’in yıldızı parlarken Julian ona şöhrete giden yolda rehberlik ediyordu -ama hep belli bir mesafeden. Cait de onu anlayan tek kişinin sesine karşılık verecekti. Julian bir hayrandan fazlasıydı onun için, ama aşığı da değildi.
O Şarkı Sensin, yakınlığa duyulan özlem ve unutulmaya duyulan özlem arasındaki sınırı bulanıklaştıran, dijital çağda ustaca gözlemlenmiş bir aşk hikayesi.

“Biri bunu yapmalıydı; Amerikan iPod romanını yazmalıydı ve bu yazar çok yetenekli olduğu için şanslıyız. Arthur Phillips usta bir kalem. Bir yandan reklamlara, başarısız rock starlara, yalan televizyon programlarına ve genç kültürün içinde yaşlanmaya müthiş bir eleştirel mizahla yaklaşıyor, bir yandan da hüznü yazarken kendini aşıyor.” - Chicago Tribune

“O Şarkı Sensin, yazarın güçlü gözlemlere dayanan kıvrak zekası sayesinde özenli, tatmin edici bir hassasiyetle yazılmış, göz alıcı bir roman. Sanat, sanatçı ve tüketici arasındaki sınırları ortadan kaldırmak konusunda müziğin ne kadar güçlü bir etken olduğunu müzik gibi şiirsel bir dille anlatıyor Phillips.“ - The New Yorker

“Göz kamaştırıcı… Cesur… Phillips, insana dair, öyle görünmese de özünde beklenmedik inceliklerle dolu bir zamanda yolculuk ediyor. Karakterlerini şaşırtıcı bir yoğunlukla anlatıyor.“
- The Washington Post